ayçayovski style bir cevaplama (önce kendisini tanıtma, ardından probleme kendi yaklaşımını geliştirme, ve çevresiyle örneklendirme devamında da kapanış) yaklaşımı içine gireceğimi farkedip kendi kendimi frenliyorum, ama kabaca;
sorunuzun cevabı evet, işsizlik giderek artan ivmeyle ölümcül seviyede var, ancak bunun dışında tek başıma buradaki 2 cevabı da yalanlıyor olacağım. Lakin konunun biraz açılmasına dahil; burada gözden kaçan şey, asıl problemin işsizliken çok tatminsizlik olduğu; yani sözlükteki şu entry hep ilgimi çekmiştir; (bkz:
#14866793) adam 2009'da yazmış bunu(alım gücünüzü kıyaslayabilin diye; 1 dolar=1,5 lira dolaylarındayken); yıl 2017-2018'e gireceğiz(1 dolar=3,5 dolaylarında) ve bahsettiği pozisyon için cumartesi günü 1400 lira ücretli iş ilanı vardı.(arkadaşın bahsettiği ilk yıllardaki o düşük bulunan ücretle çalışsaydın 1 aylık maaşınla neredeyse bir macbook alabiliyordun, bu yıl 4 aylık maaşınla 1 macbook alabileceksin) Bir ton da başvurusu. Yani ortadaki durum, işverenlerin okumuş çalışanlarını tatmin edememesi. Ve bunun da insanları öğrenilmiş çaresizliğe sürüklemesi. (mesele işçinin vasıfsızlığı değil, zaten ülkemizde iş nasıl yapılıyor sorusunun cevabını da ayrıca tartışmak lazım, işveren işi alabilmek için işçinin vasıflarını kullanmıyor türkiyede; kendi vasıflarıyla alıyor neyse)
1.si 2 yıllık mezunları standart vücuduyla çalışan işçi pozisyonları dışında tamamen işlevsiz hale geldi, çünkü işveren zaten ücretleri minimuma çektiği için ara denetçi elemanda tekniker çalıştıracağına ya mühendis çalıştırıyor ya bir akrabasını - uzun süre çalışmış eski işçisini çalıştırıyor; hiç değilse bunlar onun için daha ''edepli'' geliyor.
2.si de kaymak tabaka eğitimlileri(odtü-boun-bilkent-koç v.s) için işsizlik yok hikayesi. bunu zaten açıklamaya dahi gerek duymuyorum.